Bundan 101 yıl mnce 29 ekim 1923'de ‘Türkiye Devleti'nin yönetimi Cumhuriyet'tir’ kararıyla Devlet yönetimi kayıtsız şartsız millete geçmişti.
Tam bağımsız bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti; yeni bir anlayışla ve inançla, bağrında ki özgürlük ateşiyle Anadolu’yu yeniden şekillendiriyordu.
Cumhuriyet'in ilanıyla kararlaştırılan reform hareketleri ile toplumsal ve siyasal değişimdeki kazanımlar çağdaş yaşamımızın temelini niteliğindeydi.
Genç Cumhuriyet'le başlatılan kalkınma hamleleri tüm dünyayı şaşkınlığa uğratan bir hızdaydı. Türkün kararlılığı, yılmaz inancı, vatan sevgisi kendini bir kez daha ispatlıyordu. Gözünü, hedefini çağdaş yaşama çevirmiş bir ülke vardı, dünyaya meydan okuyordu genç Cumhuriyet.
Anadolu’nun gelişimini, egemen ve bağımsızlığını gösteren, üretim ve sanayiyi destekleyecek fabrikalar üniversiteler, bankalar sosyal yaşama ekleniyordu.
Ankara Hukuk Fakültesi, Merkez Bankası, Şeker Fabrikaları, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Uçak Fabrikası, Merinos Halı Fabrikası, Devlet Üretme Çiftlikleri bu amaçla kurulmuşlardı.
Kültür, Sanat Tarih ve Dil konularının toplum adına yeni kurulan Cumhuriyet adına önemi bilindiği için bu konulara da dikkat çekmek gelişim sağlamak adına Mustafa Kemal Atatürk gerekli çalışmaların yapılması için önder oldu. Türk Tarih Kurumu; Türk Tarihi'nin araştırılması, Türk Dil Kurumu ise dilimizin zenginliğinin yaşatılması amaçla kuruldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri o dönemdeki amacı ve inancı anlatıyor:
‘’Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini daha sonra bağımsızlık ve geleceklerini kaybederler’’
Cumhuriyet rejiminde yaşayan bir kişinin güven ve gururu ile, İlelebet Cumhuriyet.
Yorum Yazın