Ercan Pala

Ercan Pala

Mail: palaercan35@hotmail.com

Güven getirsin….

Klasiktir, her yılın son yazısında geçen yılı değerlendirmenin yanında yeni yıldan beklentiler, umutlar  da sıralanır. Yeni yıllarda doğum günü gibidir, biri kişisel diğeri dünyasal. Kişiseldeyken edilen dualar, istekler, talepler, dünyasal da genişler ve genelleşir.

Aslında insanın bir yıl daha yaşlanacağı, pek düşünmek istemesek de sona biraz daha yaklaştığımız zamandır yeni yıl. Ama insanın doğası gereği, nasıl her yeni gün yeniden başlıyorsa hayata yeni yaş ve yeni yıllarda da en azından kalan ömrü için güzellikler diler.

2020 ve 2021 herhalde bizden bir önceki kuşağın büyük acısı olan 2. Dünya Savaşı’nı pek aratmadı. Tabii ki kıyaslama yaşadığımız kaosa yönelik. Yoksa savaş çok büyük bir acı. Ancak o yıllardan bu yana bir çok yerde lokal bazda sorunlar yaşansa bile bunu tüm dünya olarak hissettik.

2020 başlarında başlayan ve düne kadar 5 milyon 410 binden fazla canı alan Covid-19 belası, 2021’de de devam etti. Bulunan aşılar, tedavi yöntemleri hayat kayıplarını yavaşlatsa da, bitmedi ve maalesef yeni yılda da devam edecek. Son varyantı omicron hızla yayılıyor.

Doğal olarak 2021’de merkez; çağın belası olunca ana konu da sağlık oldu. Ardından en büyük darbelerden biri de ekonomiye geldi. Dengeler alt-üst oldu. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde sorun vatandaş nezdinde çok baş ağrıtmadan çözüldü, büyük yaralar açılmadan atlatıldı.

Bizde durum biraz daha kritikti, her ne kadar yönetenler ellerinden geleni yapmaya çalışsa da ülkenin kıt kaynakları tam derman olamadı. Yaz aylarıyla yeniden canlanmaya başlayan ekonomik hayat umutlandırırken, giderek artan enflasyon ve işsizlik onu da aldı götürdü.

Dövizde olanlara laf edesim bile gelmiyor. Nasıl bir dansöz çıktı kendisi, bir ayda uzaya gidecek gibi yükselirken, bir akşam edilen birkaç cümleyle tepetaklak oluverdi. Yöntem ve usul halen tartışıla dursun, rakamsal inişi dışında aslında bir şey de değişmedi.

Ne çıktığı günlerde ona dayandırılarak yapılan zamlar, zirve gören fiyatlar indi. Ne de TUİK’in matematikçileri bile şaşırtan hesaplamayla bulduğu enflasyon geriledi. Yani kağıt üstünde iyi görünen hiçbir şey gerçekte karşılık bulamadı, olan yükselmeye kanıp, döviz alana oldu.

İşte böyle 2021, sağlık, ekonomi, dolayısıyla huzurumuzun içine ede ede bitiyor. Kaldı şura da bir gün bu saatten sonra yapabileceği tek iyilik Milli Piyango’nun büyük ikramiyesini kazanacak olanlara. Başka da bir hayır beklemek boşuna olur, yani üç beş şanslı dışındaki bizler için.

Tüm bu gerçeklerin doğrultusunda 2022’den ne bekliyorsun derseniz, benim seçimim ‘’Güven’’ olur. Ben yeni yıldan ‘’Güven’’ getirmesini bekliyorum. Çünkü ülke olarak asıl ihtiyacımız olan bu. Bireysel, toplumsal olarak derin bir ayrışma ve yalnızlık içindeyiz.

Kimse kimseye, bir grup diğerine, yönetilenler, yönetene ‘’Güven’’ duymuyor. Günü yaşıyoruz, ancak yarından korkuyoruz. Bugün dünü aratıyor, yarının bugünden daha kötü olacağından çekiniyoruz. Yeni yıl dileklerimiz var ama şüphelerimiz daha fazla.

Ülke olarak bu zafiyeti aşmak zorundayız, her alanda her konuda sorunları çözmek, aşmak, daha iyiye, daha güzele ulaşmak istiyorsak, güven tazelemeliyiz. Birbirimize, topluma, ülkeye güvenmeliyiz. Tüm bu sorun ve dertlerin üstünden geleceğimize inanmalıyız.

Yoksa; Yeni yıl gelmiş neyimize...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar