Ekonomiden genel tabirle ‘’aklım yettiğince’’ anlarım. Kesinlikle ‘’Ekonomist’’ değilim. Lisans eğitimime baktığımda da iktisat ve istatistik derslerindeki bilgilere çalışma hayatımdakileri eklesem yine de ‘’Ekonomistim’’ in ‘’Eko’’ su ancak olur.
Ondan dolayı ekonomik modeller, ekonomik teoremler, ‘’Öyle olursa, böyle olur’’ u benden beklemeyin. Doların artışının neden her şeyi altüst ettiğini anlasam da, cari açıktan girip, ihracattaki artışın neden kişi başı gelire hakkaniyetle yansımadığını anlamam mümkün değil!
Amma velakin, bizdeki enflasyonun sadece doların artışı, petrol fiyatlarındaki yükseklik, hatta dibimizdeki Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanmadığını net olarak söyleyebilirim. Bunların etkisi tabii ki var, fakat temel neden üretimden kaçmamızdan kaynaklanıyor.
Tarımda yıllardır uygulanan hatalı politikaların buğday, ayçiçek yağı gibi temel gıda maddelerinin bile dışa bağımlı hale gelmesinin enflasyondaki etkisi yukarıda saydıklarımızdan çok daha fazla. Yol, köprü, havaalanı, tünel, demiryolu hepsi güzel şeyler ancak bedelleri ağır oluyor.
Her şeyden önce en kötü zamanlarda bile tarımda kendine yeten bir ülkeyken nasıl bu duruma geldik, bunun nedenini bulmalı ve çözmeliyiz. Ekonomimizi inşaattan, fason üretime dayalı sanayiden, orta sınıf hizmet sektörü sarmalından kurtarmak için ciddi adımlar atmalıyız.
Yüzde 10’ların altında olan enflasyonun, öyle olduğu için övünen yöneticilerin, bir senede (hadi birazda pandemi etkisi var diyelim) resmi rakamlarla nasıl yüzde 37’lere ulaştığını iyi analiz etmesi gerekiyor. 2022’de daha iyi olacak derken, 3 aylık enflasyonun resmisi yüzde 22’yi geçti.
Muhalif ekonomistlere bakarsak, gerçek enflasyon zaten yüzde 80’lerde seyrediyor. Bu yıl resmi de yüzde 40’ları aşacağı, gerçekte ise yüzde yüzleri zorlayacağı dillendiriliyor. İşçinin, memurun, emeklinin aldığı zamlar zaten Şubat’ı göremedi, çoktan eridi gitti.
Hem sıcak döviz hem işsizliğe çare diye bakılan Turizm’de lanet savaş yüzünden balta yemiş durumda. En çok turistin geldiği Rusya savaşta keza Ukraynalı turistleri de yok saymamak gerek. Sektör tam ‘’pandemiden kurtulduk’’ diye düşünürken, savaşla yine can evinden vuruldu.
Bunu halen kilosu 15-20 lira olan domatesten bile anlayabilirsiniz. Keza petrol, ayçiçek, buğday’dan da. Zincirleme etkisiyle ekmek başta olmak üzere tüm ürünlere de yansıyor bu. Savaş her şeyi ile kötü, bir yanda yaşananlara üzülürken, diğer yanda da ekonomik etkilerini yaşıyoruz.
Toparlarsak, bu yıl 2021’den daha kötü olabilir, ama endişelenmeyin ‘’İşler tıkırında’’. Büyüklerimize göre her şey 2023 seçimiyle ilgili. Mesela füze gibi yükselmeye devam eden enflasyon, 2023 itibariyle düşecek. Dolar dersen, ‘’Siz kaç isterseniz öyle olsun efendim’’ e dönecek.
Onun için sıkın dişinizi, 20 yıllık iktidar, bir kez daha kazanırsa sorun diye bir şey kalmayacak. Bugüne kadar yaşananların sorumlusu ülkeyi yönetenler değil ki, fail 20 yıldır iktidar olamayan muhalefet. Bir kez daha iktidara yenilirlerse, her şey güllük gülistanlık olacak.
‘’İşler tıkırında’’ yken az daha dayanın şunun şurasında bir yıl bile kalmadı…
Yorum Yazın