Havaalanı, serbest bölge, yeni fuar ve eğitim kurumlarıyla her geçen gün önemi artan ilçenin vizyonunu bu yönde belirleyen Başkan Halil Arda, kenti parlayan bir yıldız olarak tanımlıyor.
Malum Pandemi süreci ve doğal olarak sarkan bir röportaj daha. Aslında Başkan Halil Arda ile bir yılın dolmasının ardından bir söyleşi planlamıştık, nasip bu aya oldu. Son dakika adaylığı, ilk günlerde çöp, sendika sorunları, ardından eşiyle ilgili iddialarla gündeme gelen Başkan Halil Arda ile hepsini konuştuk. Kendinden emin, doğru bildiğinden geri adım atmayan bir portre çizdi. Eleştirildiği konulardaki haklılığının görülmesinin de verdiği güçle daha net konuştu. Koltukta geçen 1,5 yılda radikal kararlarla bir yandan mali disiplini sağlarken, diğer yanda 10 milyonu aşkın bir yatırım gerçekleştirmenin gururunu mütevazi bir şekilde yansıttı.
Öncelikle adaylık sürecinizden başlayalım, siyasi olarak en azından Gaziemir’de çok ön planda değildiniz, siyasi geçmişiniz var, ancak adaylığınıza kadar görünmediniz. Neden ve nasıl aday oldunuz?
-Evet, basın için sürpriz aday oldum. Siyasetçi bir aileden geliyorum. 59 yaşındayım, aslında 40 yıldır siyasetin içindeyim. 16 yaşında rahmetli Ecevit’in Konak’taki mitingine gittim, o günden sonra da siyasetten kopmadım. Namık Kemal Lisesi’nde okurken de aktiftim. Hep ekip siyaseti yaptım. 2004 yılında İl Genel Meclisi Üyesi seçildim. 2009’a kadar Plan Bütçe Komisyonu Başkanlığı yaptım. Ancak bu iş benim ayda 20 günümü alıyordu, mali müşavirim ve tek başıma çalışıyorum. Gece yarılarına kadar çalışmam gerekiyordu. Daha fazla sürdüremeyeceğimi anlayınca 2009’da bıraktım. O yıl Gaziemir’den belediye başkanlığı için aday adayı oldum. O dönem Halil İbrahim Şenol atandı. 10 yıl süresince gene siyasetin içindeydim ancak önde görünmedim, kendi işimi yaptım. Bu sürede vatandaşların hep baskısı oldu, 2019’da bu iyice arttı, yeniden aday olmam için çok fazla talep vardı. Son gün hatta sürenin bitmesine 15 dakika kala 9’ncu aday olarak başvurumu yaptım. Basınla iletişime geçmediğim için pek öne çıkmadı. İki sayfalık bir cv hazırladım. Kendimi ve siyasi süreci anlatan. Genel başkan yardımcılarıyla 2-3’er kez görüştüm, neden aday olduğumu, neler yapmak istediğimi, projelerimi anlattım. Bu arada yapılan kamuoyu yoklamalarında uzak ara birinci çıktım. Genel Merkez’in kararı da bu yönde olunca aday oldum, seçimi büyük bir farkla yüzde 57 gibi rekor bir oyla kazandık. Farklı bir siyaset izliyoruz, kimseye söz vermedim, kimseden bir şey talep etmedim.
Halil Bey’in (İbrahim Şenol) döneminde siyasetin içinde ancak çok aktif olmadığınızı kendi işinizle uğraştığınızı söylediniz. Aday oldunuz, seçimi kazandınız. Yaklaşık 1,5 yıldır da görev yapıyorsunuz. Nasıl bir Gaziemir hayal ediyorsunuz? Eksik kalanlar sizin yapacaklarınız neler?
-Bu kenti tanımak, dinamiklerini iyi bilmek gerekiyor. Ben ailesi Lozan mübadelesiyle Bulgaristan’dan göçmüş, 100 yıldır bu kentte olan ve 59 yıllık yaşamını burada geçirmiş biriyim. Daha 10 bin nüfuslu bir tütüncü yeriyken 150 bin nüfusa ulaştığı her aşamayı biliyorum. Askeriyenin, ardından havaalanının, serbest bölgenin gelmesiyle, tütüncü köyü modern bir kente dönüştü. Bu süreçte hem mali müşavirlik yaptım, hem de bir sürücü kursunda ortaklık yaptım. Yaklaşık 10 bin kişiye ehliyet verdim. Gaziemir’in son 50 yılına bizzat içinde yaşayarak tanıklık ettim. Bu benim hayalim, benim Gaziemir’im. Gaziemir bence İzmir’in dünyaya açılan kapısı. Havaalanı, serbest bölgesi, şimdi fuar alanıyla gelişimini ticaret, eğitim ve nitelikli insan kapasitesiyle sürdüren bir kent. Özel okulların en çok tercih ettiği ilçelerdeniz. İnsan kalitesini arttırmak eğitimli donanımlı gençler yetiştirmek gerekiyor. Özellikle istihdamda dil çok önemli. Bunun için bir projemiz var. Genelde ‘Bir dil, bir insan’ denir, biz ‘Bir dil bir iş’ diyoruz. Bir gençlik kampüsü oluşturacağız, dil eğitimi ağırlıklı, en azından gençlerimizi bir dili çok iyi öğrensin.
Koltuğa oturur oturmaz, bazı sorunlar yaşadınız, çöp toplama ardından sendikayla ciddi problemler oldu. İşin aslı neydi, nasıl aştınız? Göreve başlamadan bunları biliyor muydunuz, nasıl bir mali tablo devraldınız?
-Mali tabloyla ilgili tabii ki bilgim vardı, hatta benim aday olmam için baskı yapan vatandaşlar, ‘’Anca sen toparlarsın’’ diyorlardı. Ama 8 Nisan’da daha koltuğa oturur oturmaz, çöp toplamayla ilgili taşeronla yapılan sözleşme önüme geldi. Ayda 637 bin lira ödeme, 10 ayda 6 milyon 370 bin lira. Bu anlamsız bir anlaşmaydı. Hemen Ankara’dan KDV muafiyeti aldım. Ardından 6.5 milyon lira kredi kullanarak 19 adet kamyon aldık. Bu tek kalemde belki de 5 yılda yapılacak bir yatırımdı. Ancak yapmak gerekiyordu. Şu anda ayda 193 bin lira taksit ödüyoruz, aylık baz da 444 bin lira tasarruf etmiş olduk, hem de 19 adet kamyon sahibi olduk. Ardından GAZİDEK diye 2 bin kişilik bir eğitim yeri vardı. Hem tam kapasite çalışmayan, hem de sosyal belediyecilik kriterlerine uymayan. Çünkü dar gelirli ailelerin çocuklarının yanında varlıklı ailelerin çocukları da vardı. Sosyal belediyecilik ilkesine uyarak ayda 45 bin lira kira verilen binayı boşaltıp, 5 bin lira kiraya başka bir yer tuttuk. Dar gelirli ailelerin çocuklarından sınavla 400 çocuğumuzu seçtik. Ciddi bir başarı de elde edildi. Çocuklarımızın nerdeyse hepsi bir anadolu lisesine girdi. Biz her şeyden önce buradaki hizmet etme, iş yapma felsefesini değiştirdik.
Sendika sorunu, ondan da felsefe mi sebep oldu, yoksa başka faktörlerde var mı?
-Sendika konusu en başından beri yanlış aktarıldı, muhaliflerimiz ve muhalif basının da bunda büyük payı var. Felsefe belki ilk başta sebep oldu. Çünkü ben işçinin örgütlenme hakkına sonuna kadar saygılıyı, aynı şekilde tüm sendikaların da örgütlenme hakkına. Burada Belediye-İş Sendikası örgütlüydü, DİSK geldi, işçilerle görüşmek istedi. Bende, ‘Görüşün, Hak-İş’te gelsin görüşsün işçi kendi karar versin’ dedim. Bunun üzerine Belediye-İş çoğunluğu başka belediyelerden işçilerle gelip, herkesi bildiği eylemleri yapmaya başladı. İşi zorbalığa kadar götürdüler, eşkıyalık yaptılar, eşkıya diyorum çünkü Basın Danışmanı arkadaşımız bir emekçinin Emre’nin (Döker) kolunu kırdılar. Koluna platin takıldı, ömür boyu taşıyacak. Bunun için eşkıyalık diyorum. 584 işçimizin 554’ü DİSK’e geçti, 30 kadar da Belediye-İş’te kaldı. 1 Şubat’ta 65 gün süren toplu görüşme süreci yaşadık. Sonuçta bu güne kadar verilmemiş oranda yüzde 40’a yakın zamlı bir sözleşme imzaladık. Bu arada KHK’lı işçilerimizi de buna dahil edip, bu haklardan onları da yararlandırdık. Gidip, sorsun isteyen işçiler memnun mu değil mi? Başta da dediğim gibi bu süreç ciddi manipüle edildi, yanlış algı yaratıldı.
Aslında ilk günlerden itibaren eşinizle ilgili bir sürü iddia gündeme gelmişti, belediye de etkin olduğu, odası bulunduğu ve buna benzer iddialar şimdi de bir kartvizit olayı gündeme geldi. İşin aslı nedir, gerçekten eşiniz bir ‘gölge başkan’ mı?
-O dönemde de aynı şeyleri söyledim, bugünde aynı şeyleri söylüyorum. Benim eşim 4 dil bilen, doktora yapan ve ilk günden beri benle beraber siyasetin içinde olan birisi. Biz bu yolda hep birlikte yürüdük. Sıradan bir ev hanımı değil ki, oturup sarma sarsın. Kendisi Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal projelerinde görev yapıyordu zaten. Uluslararası bir dizi etkinlikle ilgili fahri olarak çalışıyor. Gaziemir’le ilgili sosyal projeler planlıyor, kadınlar, gençler ve çocuklarla ilgili çalışmalar yapıyor. Bir lira ücret almıyor. Bırakın eşimi Arda Ailesi’nden bir fert yok ki belediye de benim işe aldığım. Eşim benim siyasi danışmanım, fahri ücretsiz bilgi ve tecrübesini aktaran yol arkadaşım. Bundan bir yanlış göremiyorum. Ancak ısrarla bu konu kaşınıyor ve ısıtılıp, ısıtılıp tekrar gündeme geliyor. Ancak doğru olandan vazgeçmeyeceğim, eşim donanımlı bir insan ve fahri olarak hizmet etmeye devam edecek. Mesela yarın akşam Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in katılımıyla dar gelirli ailelerimize hizmet verecek ‘Sosyal Market’ imizin açılışını yapacağız. Bu projenin fikri de işin büyük kısmı da eşimin çalışması. Kazanan Gaziemir, Gaziemirliler.
Tekrar mali duruma geri dönersek, tasarruf için neler yaptınız? Yeni gelir kaynakları var mı?
-Çöp ve eğitimle ilgili durumu konuşmuştuk. Bunların dışında düğün salonlarımız vardı, onlardan gelen geliri dörde katladık. Bankamatiklerle ilgili bir çalışma yaptık ve orada da gelirimiz iki katına çıktı. Her yerde geri dönüşüm kumbaraları vardı, atık ambalajlar için. Kumbaraların üstünde yarım kuruluşlarının amblemleri var ama onlar sadece reklam ücreti almış, işi yapan şirket. İncelediğimizde bunların 7 yıldır bedelsiz olarak verildiğini gördük. Bu iş ihale konuna bağlı değil ve Başkan imzasıyla veriliyor. Oysa orada bir şirket var ve bundan para kazanıyor, o zaman bize de pay vermeli. Şirketleri çağırdık ve şeffaf bir ihaleyle yıllık 955 bin + KDV bedelle verdik. Şimdi o işten de ayda 100 bin lira gibi bir gelir elde ediyoruz. Kamusal alanlarımızı arttırmak istiyoruz. Buralarda kiracılarımız var. Onları çıkarıp, buraları belediye olarak işleteceğiz. Hukuki süreç sürüyor. Sarnıçta ki mesire alanında da birkaç şirket var. Onlardan da taahhütlerini yerine getirmeyenleri çıkaracağız. Orada belediye tarafından işletilen bir alan yaratacağız. Gaziemir’de tarihi yerimiz yok, eski bir taş bina vardı. Orayı kamulaştırdık, yaklaşık 2 milyon 800 bin lira bir bedelle. Şimdi orayı restore ederek bir edebiyat ve kültür eve olarak kullanacağız. Bahçesinde de bir cafe oluşturacağız. Bunun içinde Büyükşehir Belediyesi’nden destek alacağız. Şu anda Sevgi Mahallesi’nde inşaatı yürüyen Porta Cafe projemiz var. Eski Tepe Restoranı’nın olduğu yer. Bu hem Gaziemirliler’in sosyalleşeceği ucuz ve sağlıklı gıda ve hizmet alacağı bir tesis olacak, hem de dezavantajlı kadınlarımız için bir istihdam sahası yaratacak.
Bunların dışında Büyükşehir’in gündeme aldığı Gaziemir Metrosu ile ilgili düşünceleriniz neler? Gaziemir’in geleceğine yönelik planlarınızı da anlatır mısınız?
-Proje çok ancak öncelik mali disiplin ve önceliğimiz elzem olanlar. Dediğim gibi Gaziemir’in gelişimi ticaret, eğitim ve nitelikli insan. Gaziemir’i bu yönde gelişmeli, bizde bu yönde ilerleyeceğiz. Metro Gaziemir’in talihini değiştirebilecek bir proje. İZBAN bile çok faydalı oldu. Gaziemir’ boydan boya geçecek bir metro hattı ticareti katlar, bu da hem istihdamı çoğaltır hem de nitelikli insan göçünü arttırır. Keza eğitim kurumlarının da daha çok yatırım yapmasını sağlar. Yeni Fuar alanı bizim sınırlarımızda ancak oradaki hareketten şu anda hak ettiğimiz oranda pay alamıyoruz. Metro hattı bunu da değiştirecektir. Otel ve hizmet sektöründeki yatımları da ilçeye çekecektir. Metro benim rüyamdı, tabii ki uzun bir süreç ancak bu dönemde kazma vurulacak hale gelmesi bile çok büyük bir gelişme olur. Şu anda jeolojik etütler yapılıyor. Başlayan iş biter nasılsa. İşte tüm bunları göz önünde bulundurarak Gaziemir’in gelişimini planlıyoruz. En başta söylediğim gibi ‘Gaziemir İzmir’in dünyaya açılan kapısı’’ daha modern, daha nicelikli ve daha nitelikli bir Gaziemir yaratacağız.
İYİLİĞİN KAPISI 'SOSYAL MARKET' HİZMETE GİRDİ
Gaziemir Belediyesi’nin pusula belediyecilik anlayışıyla yaşama geçirdiği “Sosyal Market” kapılarını açtı. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ile eşi Gaziemir Gönüllü Kadınlar Derneği Başkanı Deniz Arda’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Gaziemir Merkez Pazar Yeri’nin altındaki “Sosyal Market”in açılış törenine CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Karşıyaka, Beydağ, Menderes, Seferihisar, Tire Belediye Başkanları ve eşleri ile vatandaşlar katıldı.
“HAYALİMDEKİ PROJEYDİ”
Açılış töreninde konuşma yapan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Sosyal Market” projesinin hayata geçirilmesinden dolayı oldukça mutlu olduklarını söyledi. Arda “Çok heyecanlıyım, çok mutluyum, çok gururluyum. Bir o kadar da duygu yüklüyüm. Sosyal Market benim hayalimdeki bir proje. Bu projeyi hayata geçirmek en büyük hedeflerimden birisiydi. Pandemi sürecinde bunun ne kadar önemli olduğu ve ayağı yere basan bir proje olduğu ortaya çıktı. Bu konuda bize güvenen ve destek olan, uzun yıllardır Gaziemir’e destek olan EŞBAŞ CEO’su Faruk Güler başta olmak üzere tüm katkı verenlere teşekkür ederim” diye konuştu.
‘’BUNDAN İYİ PROJE Mİ VAR’’
Koronavirüs salgını nedeniyle dayanışma ve yardımlaşmanın öneminin ortaya çıktığına vurgu yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bizlere ‘en büyük projen ne’ diye sorulduğu zaman buna cevap vermekte zorlanırız. Ancak iyilikten, dayanışmadan daha iyi bir proje olabilir mi? Az önce bir toplantı yaptık ve Gaziemir için çok büyük heyecanlarımız var. Örneğin Gaziemir Metrosu. Bununla ilgili değerli başkanım detayları sizinle ileriki süreçlerde paylaşacak. Gaziemir Metrosu için jeolojik etüt çalışmaları şu an devam ediyor. Ben emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum’’ dedi.
Tunç Soyer konuşmasının ardından Gaziemir Gönüllü Kadınlar Derneği Başkanı Deniz Arda’ya, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda da Sosyal Market projesine katkı koydukları için ESBAŞ CEO’su Dr. Faruk Güler’e teşekkür plaketi takdim etti. Konuşmaların ardından Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve beraberindeki ekibe Sosyal Market’i gezdirdi.
-
Yorum Yazın