Türk yargı sisteminin temel araçlarından olan mahkeme salonlarının duvarında, mahkeme başkanlarının ardında koca harflerle yazılı olan bu cümle çok tanıdık bildik değil midir? İfadedeki “mülk”ten kasıt devlettir. Kısacası “adalet olmayan ülkede devleti ayakta tutamazsınız, devlet düzeninin temeli adalettir” der bizlere. Özlü ve insanın içine işleyen bir ifade.
Yüz yıllık Cumhuriyet ve geçmişimizdeki yedi yüz yıllık Osmanlı devleti tecrübesi, daha da geriye gidilirse iki bin yıllık 16 Türk devleti. Biz bugünlere böylesi bir birikimle gelmişiz. Ve hatta yüzümüzü batıya dönüp Avrupa’nın medeni hukuk kişisel haklar özgürlükler sisteminin çerçevesini çizen kanunlar, anlaşmalar sözleşmeler alıp yargı sistemimize katmışız. Üniversitelerde hukuk, sosyoloji kürsüleri kurmuş, doktora tezleri, makaleler yazmış, paneller, çalıştaylar düzenlemiş, sigorta sistemleri, çalışan haklarını savunan sendikalar, sivil toplum kuruluşları, dernekler kurmuşuz. İşleyen bir yargı ve adalet sistemimiz var mı acaba?
Bir de şöyle özlü bir söz vardı sanki; Geç gelen adalet, adalet değildir. Bence adaletsizliğin ta kendisidir. Yargı sistemimizin dosya sayısı ve davaların sonuca ulaşmasında geçen sürenin değil aylar yıllar alması, ceza davalarında mağdurların beklediği ve umduğu cezalar ile açıklanan cezaların alakasızlığı, kimi suçlarda kişinin beş yıllık süre içerisinde başka suç işlemez ise sanki hiç suç işlememiş gibi olması bu ülkede adalet diye bir şey yok duygusunu yaşatmaktadır. Belki de tüm bu absürd durumlar insanları kendi adaletini kendi elleriyle sağlama düşüncesine götürmektedir.
Sokakta tartışıp birbirini vuran, para mevzusunda anlaşamayıp konuyu motosikletli tetikçilere havale eden, sosyal medyada birbirine küfür edip sonra işyeri basan, (o kişiler ayrıca tabancanın tüfeğin tetiğine de basıyorlar) , eski veya güncel karısını sevgilisini canı istediğini öldüren bu insanlar, bu toplumun içinden çıkan, her gün haber bültenlerini işgal eden bu insanlar ve olaylar şüphesiz ağır aksak ve kusurlu adalet sistemimizin eseridir.
Hızlı ve etkili, suça orantılı cezalandırma olmak zorundadır. Aksi halde mülk ve toplum huzurumuz tehlikededir.
Yorum Yazın