Tarihte yer almak, ya da tarihe mal olmak önemli kavramlar. İnsanlık için hizmet etmiş olmak, bulunduğu zaman içinde bir gelişimin değişimin nedeni olmak v.b gerekiyor. Tarihte yerini almış birçok acının nedeni olmuş kişi ve olayları şimdilik atlıyoruz, yok da sayamıyoruz ne yazık ki.
Hepimizin aklında yüreğinde Bandırma Vapuru var şu günlerde. 113 yıl önce yola çıkmış, kendi eski, yürekleri umutla kararlılıkla dolu yolcuları olan Bandırma Vapuru.
Bu yazıya başlamadan tarihteki önemli gemiler nelerdir diye merak edip biraz araştırdım. Colomp’un gemisi Santa Maria – Rusların Potemkini – Almanların Bismarck’ı – Titanik – Macellanın Victoriası—Çanakkale Savaşı’nın ünlü Nusret Mayın Gemisi ve Bandırma Vapuru. Süre kısa olduğu için bu kadarla yetindim.
Pr. Dr. Mehmet Ö. Akan bir yazısında’’ 20. Yüzyıl için en uzun yıl gibi tanımlama yapılacak olsa bunun 1919 yılı olacağını çünkü Türkiye ve dünya için her şey yeni başlıyordu, kartlar adeta yeniden dağıtılıyordu. 1919 çok ilginç bir yıldı’’ diyor. 1914-1918 arasında süren savaşın sonunda Avrupa’nın siyasi haritasının, güç dengelerinin değişmesi ile bir çok devlet yıkılmış, yeni ülkeler kurulmuş. Kurtuluş Savaşı’nı zorunlu kılan bir paylaşım başlamış Anadolu üzerinde.
İşte tam bu dönemde Bandırma Vapuru ile tanışıyoruz, tanışıyoruz ama yükünün önemini bilmeden, sıradan bir vapur olarak başlıyor seferine, böylece yol alıyor, tarih sayfalarına geçiş nedeninin farkında değil belli ki. Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımının taşıdığı kişilerle o günlerde atılacağını bilse daha mı hızlı giderdi ? Ya da o bozuk pusulasını tamir ettirir miydi ? Sanırım ‘evet’ yapardı.
Bilseydi yolcularının bir ulusun kaderini değiştireceğini, yenik düşmüş yorgun ulusa, sahip oldukları iman gücünü hatırlatacaklarını, yurt ve vatan sevgisinde birleştireceklerini. Gelecek günlere, özgürlük inançlarına hep beraber ölmek pahasına sahip çıkmak gereğinin, bununsa ancak birlikte hareket etmekle mümkün olduğuna inandıracaklarını…
Bilseydi, Bandırma Vapuru bunları Kara denizin dalgalarına anlatırdı usul usul… derdi ’’ yüküm dünyaya bedel’’ Yunuslar müjdeci çıkardı eminim. Karadeniz daha bir deli çırpınırdı belki.
1878 de Britanya da inşa edilmiş. İngiliz ve Yunan bayraklarıyla yolcu ve mal taşımış. 1910 dan sonra İdare-i Mahsusa tarafından satın alınmış ve Bandırma adı verilmiş. 47,7 metrelik Bandırma Vapuru 192 tonluk bir gemiymiş. Üstelik 1.Dünya Savaşında Şarköy de İngiliz denizaltısının saldırısına uğramış ama sağ salim kurtulmuş. Kurtulmuş çünkü çok önemli bir görevi var 19 Mayıs’ta.
O Günlerde Samsun, limanıyla Anadolu’ ya açılması nedeniyle stratejik bir konumda. Buradaki Rum Pontus çetelerine karşı bir ayaklanma şüphesiyle İstanbul’dan bu duruma son verilmesi halkın sakinleştirilmesi istenmiş. İşte yetkileri genişletilmiş bir kumandanın tayin edilmesi bu kumandanın Mustafa Kemal olması Türk halkının şansıdır, bizim talihimizin ve tarihimizin dönüm noktalarından biridir 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkışı. Bu tarih ve ardından gelecek zorlu günlerin, o günlerin sonundaki özgürlüğün ilk adımıdır. Terhis edilmiş bir orduyu birleştirmek tek bir ordu haline getirmek Samsun’a çıkışla başlamıştır.
Bu geminin yolcuları başta Mustafa Kemal olmak üzere gelecekteki özgür günleri yaşamak, bunun içinde başarmak istiyordu, isteklerinin ve kararlılıklarının kudreti ile dünyayı hayret ve şaşkınlık içinde bırakacak bir mucizeyi, Kurtuluş Savaşı’nı başlatıp zaferle sonuçlandırdılar. Bir Mucizeyi top yekün başaran Türk halkının da haklı olarak kahramanı oldular.
Samsun’a yola çıkmadan annesi ve kardeşiyle helalleşiyor Mustafa Kemal.
- Anne ben yarın Anadolu’ya gidiyorum. Selanik nasıl elden gittiyse buralar da öyle olabilir. Ben kurtarmaya çalışacağım. Elimden ne gelirse onu yapacağım. Hesapta ölmek gidip gelmemek var. Bana hakkını helal et. Makbule işler fenaya dönerse buradan ayrılmayın. Ne olursa olsun yola çıkmaya kalkmayın. Başaramazsam zaten sizi öldürürler, o zaman elbet bende ölmüş olurum, diyor. Ölüme atıldıklarını biliyor ama ailesini geride bırakmayı da biliyor.
Sana ve silah arkadaşlarına minnettarız Atam. Saygı ve şükranla anıyoruz sizi sadece 19 Mayıs’larda değil her nefes alışımızda.
Huzurla uyuyun.
Tarihte yer almak, ya da tarihe mal olmak önemli kavramlar. İnsanlık için hizmet etmiş olmak, bulunduğu zaman içinde bir gelişimin değişimin nedeni olmak v.b gerekiyor. Tarihte yerini almış birçok acının nedeni olmuş kişi ve olayları şimdilik atlıyoruz, yok da sayamıyoruz ne yazık ki.
Hepimizin aklında yüreğinde Bandırma Vapuru var şu günlerde. 113 yıl önce yola çıkmış, kendi eski, yürekleri umutla kararlılıkla dolu yolcuları olan Bandırma Vapuru.
Bu yazıya başlamadan tarihteki önemli gemiler nelerdir diye merak edip biraz araştırdım. Colomp’un gemisi Santa Maria – Rusların Potemkini – Almanların Bismarck’ı – Titanik – Macellanın Victoriası—Çanakkale Savaşı’nın ünlü Nusret Mayın Gemisi ve Bandırma Vapuru. Süre kısa olduğu için bu kadarla yetindim.
Pr. Dr. Mehmet Ö. Akan bir yazısında’’ 20. Yüzyıl için en uzun yıl gibi tanımlama yapılacak olsa bunun 1919 yılı olacağını çünkü Türkiye ve dünya için her şey yeni başlıyordu, kartlar adeta yeniden dağıtılıyordu. 1919 çok ilginç bir yıldı’’ diyor. 1914-1918 arasında süren savaşın sonunda Avrupa’nın siyasi haritasının, güç dengelerinin değişmesi ile bir çok devlet yıkılmış, yeni ülkeler kurulmuş. Kurtuluş Savaşı’nı zorunlu kılan bir paylaşım başlamış Anadolu üzerinde.
İşte tam bu dönemde Bandırma Vapuru ile tanışıyoruz, tanışıyoruz ama yükünün önemini bilmeden, sıradan bir vapur olarak başlıyor seferine, böylece yol alıyor, tarih sayfalarına geçiş nedeninin farkında değil belli ki. Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımının taşıdığı kişilerle o günlerde atılacağını bilse daha mı hızlı giderdi ? Ya da o bozuk pusulasını tamir ettirir miydi ? Sanırım ‘evet’ yapardı.
Bilseydi yolcularının bir ulusun kaderini değiştireceğini, yenik düşmüş yorgun ulusa, sahip oldukları iman gücünü hatırlatacaklarını, yurt ve vatan sevgisinde birleştireceklerini. Gelecek günlere, özgürlük inançlarına hep beraber ölmek pahasına sahip çıkmak gereğinin, bununsa ancak birlikte hareket etmekle mümkün olduğuna inandıracaklarını…
Bilseydi, Bandırma Vapuru bunları Kara denizin dalgalarına anlatırdı usul usul… derdi ’’ yüküm dünyaya bedel’’ Yunuslar müjdeci çıkardı eminim. Karadeniz daha bir deli çırpınırdı belki.
1878 de Britanya da inşa edilmiş. İngiliz ve Yunan bayraklarıyla yolcu ve mal taşımış. 1910 dan sonra İdare-i Mahsusa tarafından satın alınmış ve Bandırma adı verilmiş. 47,7 metrelik Bandırma Vapuru 192 tonluk bir gemiymiş. Üstelik 1.Dünya Savaşında Şarköy de İngiliz denizaltısının saldırısına uğramış ama sağ salim kurtulmuş. Kurtulmuş çünkü çok önemli bir görevi var 19 Mayıs’ta.
O Günlerde Samsun, limanıyla Anadolu’ ya açılması nedeniyle stratejik bir konumda. Buradaki Rum Pontus çetelerine karşı bir ayaklanma şüphesiyle İstanbul’dan bu duruma son verilmesi halkın sakinleştirilmesi istenmiş. İşte yetkileri genişletilmiş bir kumandanın tayin edilmesi bu kumandanın Mustafa Kemal olması Türk halkının şansıdır, bizim talihimizin ve tarihimizin dönüm noktalarından biridir 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkışı. Bu tarih ve ardından gelecek zorlu günlerin, o günlerin sonundaki özgürlüğün ilk adımıdır. Terhis edilmiş bir orduyu birleştirmek tek bir ordu haline getirmek Samsun’a çıkışla başlamıştır.
Bu geminin yolcuları başta Mustafa Kemal olmak üzere gelecekteki özgür günleri yaşamak, bunun içinde başarmak istiyordu, isteklerinin ve kararlılıklarının kudreti ile dünyayı hayret ve şaşkınlık içinde bırakacak bir mucizeyi, Kurtuluş Savaşı’nı başlatıp zaferle sonuçlandırdılar. Bir Mucizeyi top yekün başaran Türk halkının da haklı olarak kahramanı oldular.
Samsun’a yola çıkmadan annesi ve kardeşiyle helalleşiyor Mustafa Kemal.
- Anne ben yarın Anadolu’ya gidiyorum. Selanik nasıl elden gittiyse buralar da öyle olabilir. Ben kurtarmaya çalışacağım. Elimden ne gelirse onu yapacağım. Hesapta ölmek gidip gelmemek var. Bana hakkını helal et. Makbule işler fenaya dönerse buradan ayrılmayın. Ne olursa olsun yola çıkmaya kalkmayın. Başaramazsam zaten sizi öldürürler, o zaman elbet bende ölmüş olurum, diyor. Ölüme atıldıklarını biliyor ama ailesini geride bırakmayı da biliyor.
Sana ve silah arkadaşlarına minnettarız Atam. Saygı ve şükranla anıyoruz sizi sadece 19 Mayıs’larda değil her nefes alışımızda.
Huzurla uyuyun.
Yorum Yazın