Kayyum atanan Urla Belediyesi, kurada kaybedilen Menemen Belediye Başkanlığı ve son olarak da Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un vefatı nedeniyle yapılan belediye başkanı seçimlerinde verilen fire, ‘CHP nerede hata yaptı?’ sorusunu akla getirdi.
Öyle ya büyük oy farkıyla seçimlerin kazanıldığı ilçeler birer birer elden gidiyor, meclis üyelerinin hangi oylamada ne yapacağı kestirilemiyor ve örgütün gece gündüz, yağmur çamur demeden bir oy için canını dişine taktığı bir dönemde, birkaç meclis üyesinin başka partiye pazarlıklarla oy vermesi üyeleri kızdırıyor.
Peki; ne oluyor da CHP’den meclise seçilen üyeler başka partilerle pazarlığa giriyor? Listelere yazılanlar partiye üye ama “partili” değil mi? Meclis listeleri yazılırken hangi ölçütler göz önünde bulunduruluyor? Bütün bu sorulara verilecek yanıtlar, bu dönemdeki çözülmelerin nedenini anlamaya ve önlem almaya yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.
Bu sıkıntının kaynağını ararken öncelikle örgüt yönetimlerine, özellikle de il başkanlığı makamına dikkat etmek gerekiyor. Yerel seçimlere yönelik aday belirleme süreci maalesef CHP Genel Merkezi’nin uyguladığı yöntem nedeniyle sıkıntılı ve verimsiz oldu. Başkan adaylıkları ve meclis üyesi adaylıkları birkaç kişinin inisiyatifine bırakıldı. Genel merkez yöneticileriyle ve il başkanı ile arası iyi olanlar, gerekli bağlantıları kurabilenler listelerde yer aldı. Tabi bu süreçte eş, dost, akraba ilişkilerini de göz ardı etmemek gerek.
Hal böyle olunca listeler örgüte emek harcamış, örgüt kültürü ve geleneğini bilen, CHP ile bağları üye olmaktan çok daha derinlerde olan partililer liste dışında kaldı. Listelerde siyaseti para kazanma amacı olarak gören isimler yer alınca, fırsat ortaya çıktığında bunu değerlendiren ve partisini satan meclis üyesi tipleri ortaya çıktı. Görevden alma ve seçim süreçleri de il başkanlığı tarafından yanlış yönetilince, Urla ve Menemen faciası yaşandı. Neyse ki Torbalı’da Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer elini taşın altına koydu da fire, sonucun kötü olmasına yetecek kadar olmadı.
Tabi bütün bunlardan çıkarılacak dersler var: Öncelikle örgütün vicdanına ve sağduyusuna güveneceksin. Adayları belirlerken temel kriterin örgütün öngörüsü olacak. Parti içi demokrasiyi hakim kılar ve kurulları çalıştırırsan, ölçütlerin liyakat ve örgüt vicdanı olursa böyle sürprizler ve sıkıntılar yaşamazsın. Çünkü bir kentte örgütü kimlerin iyi temsil edeceğini Ankara’dakiler değil o kentin sakinleri ve parti üyeleri bilir.
Yorum Yazın