'Uzak çok uzak bir galakside' diye başlayan bir sinema serisi var ya biz de öyle başlayalım anlatmaya. Cumhuriyet, sultanlık ve daha nice farklı şekillerde yönetilen devlet geleneği yüz yılları bulan bir devlette, yerel yönetimler değişir ve iddialı kişiler “Biz çok güzel yaparız bu işi. En iyi hizmeti biz yaparız halkımıza. Çalmayız, yemeyiz” diyerek yönetime talip olurlar. Seçilirler. Koltuklara otururlar ve ne görürler? Aynı iddialı sözlerle yetki alıp o koltuklarda oturmuş olanların sözlerinin tam tersini yaptıklarını.
Haftalar aylar geçmiş olmasına rağmen çoğu yerel yönetimde bir karmaşa bir belirsizlik hakimdir. Kimin ne iş yapacağı hatta yarın nerede işe başlayacağı belli değildir. Tabii bütün bunlar gözlerimizin önünde bildiğiniz şehir ve kurumlarda değil, 'uzak çok uzak bir galakside' olmaktadır.
Ülkede sadece bir bakanlığa bağlı taşra teşkilatlarında (81 il) müdür adıyla ve kadrosuyla binlerce görevli vardır. 3-4 yıl ortalama görev yapıp değiştiği düşünülürse (kimisi de bugün burada iki yıl sonra başka bir binada üç yıl başka binada uzun yıllar müdür koltuğunda) ve her yeni müdürün ilk iş olarak makam odasının mobilyalarını yenilediğini biliyor görüyorsak, o ülkenin insanlarının devlet malına, yetim hakkına, makama ve göreve olan bakış açısını varın siz düşünün.
Ondan sonra da 'Devlette devamlılık esastır' diye büyük büyük sözler edilir. Devlette neye devam edildiği ortada. Tabii o uzak uzak galakside olup bitiyor tüm bunlar.
Şimdi tasarruf tedbirleri açıklandı. Kemerleri sıkmak gerekiyor. Sıkacağız ama birazcık. Sadece 'dostlar alışverişte görsün' diye. Çünkü ben bir kez müdür oldum ya, başkan seçildim ya, diğer sıradan insanlardan farklıyım ya bir yolunu bulurum. Konforum için ne gerekiyorsa yaparım.
Bir arkadaşımın sözüydü “ hep emeğin içini yer bunlar” derdi. O hesap.
Aman siz üstünüze alınmayın. Bunlar 'uzak çok uzak bir galakside'' yaşanıyor.
Yorum Yazın