Doğmak, var olmak, yaşamak bir mucize. Bir aşkın meyvesi olarak dünyaya gelmek yani, başlı başına tarifi zor bir güzellik. Benim kelimelerim yetersiz kalır bu değeri biçmeye. Herkes kendi meşrebince hayat görüşünce bunu tanımlıyor ya, ben de Allah’ın bir lütfu diyeyim.
Görmek, tatmak, koklamak, nice güzellikler yaşamak bize yaratanın bir armağanı kuşkusuz. Hayatın zorlukları, acıları yok mu? Var elbette. Fakat her şeye rağmen yaşamak ve var olmak güzel.
Doğuştan görmeyenler var. Başka fiziksel eksikliklerle doğmuş olanlar var. Sonradan bazı organlarını ya da yetilerini kaybedenler var. Yaşlanmak örneğin. İnsanın başına gelen büyük bir zorluk. Eskisi gibi olamıyor, gençliğinde yapabildiği pek çok şeyi yapamıyor veya eskisi gibi istek duymuyor insan yaşlandıkça. Bu durumlarda bile insan yaşamaktan vazgeçmiyor. Yeter artık ben göçüp gideyim bir an evvel bu dünyadan demiyor. Yani yaşamak bir hediye.
Ne güzel şey yaşamak…
Hatırlamak çok gerekli ve çok da güzel değil mi? Güzel günleri ve anları hatırlamak, bir çiçeğin ya da sevdiğimiz birinin kokusunu. Gördüğümüz bir yeri ve bir telefon numarasını. Hatırlamak güzeldir ve de gerekli yaşamak için.
Sabah evden çıktığımızda nereye gideceğimizi hatırlamasak mesela, ya da eve dönmek istediğimizde evin yolunu. Korkunç bir durum olurdu değil mi?
Bir hediye, bir lütuf daha var ki, pek farkında olmasak da o olmadan yaşamak mümkün olmazdı belki de. İlk anda bu fikir size tuhaf gelebilir ama unutmak da bir o kadar gereklidir yaşam için.
Acı çekeriz ve unutur hayatımıza devam ederiz. Severiz, çok severiz ama ayrılırız ya da tümden kaybederiz sevdiklerimizi ve onlar olmadan devam ederiz yaşamaya. Yaralanırız, hastalanırız, ceza alır mahkum oluruz bir şekilde, sabreder, dişimizi sıkar, o günler geçince unuturuz yaşadıklarımızı, ‘’Bu da geçer yahu’’ deriz. Çünkü unutmamız gerekir.
Aksi halde yaşamaya, üretmeye, başkasını sevmeye güç bulamayız kendimizde, ‘’Ölenle ölünmez deriz’’ mesela. Hatta ölümü unuturuz, ölüm gerçeğini sileriz aklımızdan, bir cenazeden bir diğer cenazeye kadar. Aksi halde yaşamak mümkün olmazdı.
İşte bu sebeple büyük bir hediyedir unutmak.
Günü geldiğinde hatırlarız elbette güzel anları ve devam ederiz yaşamaya ve sevmeye. Unutmak belki de insanoğlunun sahip olduğu hem en büyük hediye hem de bir lanet gibi. Büyük ikilem.
Biz yine de hatırlanması gereken güzel anları ve sevdiklerimizi hatırlayalım. Hatta güzel bir armağan ile belki bir buket çiçek ile hatırlanası bir anı yaratalım.
Sevgiye ve sevgiliye armağan olsun.
Yorum Yazın