Bir bayram sabahında bayram neşesi gözle görülür olmalı. Tavırlarda, yüzlerde ve hatta seslerde fark edilir şekilde. Yüreği mutlulukla dolu olmalı insanın. Sevdikleri yanında olmalı. Değil mi?
Bazen şartlar elvermez buna. İş gereği evden ve sevdiklerinden uzakta olabilir. Hasta olabilir mesela. Süregelen dertler ve sorunlar olabilir .
İşte böylesi bir olumsuzluk ve daha ötesi mutsuzluk. Her duygu gibi gelip geçecektir şüphesiz. Fakat o anlar daha çok düşünüp tarttığımız anlar değil midir? Hayatımızı ve nerede olup ne yöne doğru gitmekte olduğumuzu. Tanıdığımız ve sevdiğimiz insanların da ne durumda ve nereye doğru gitmekte olduklarını tabii ki.
Önceleri düşlediğimiz gelecek, içinde bulunduğumuz şimdiler değil midir mesela? İşte bu “şimdiler” belki de en çok bu olumsuzluklar içerisindeyken düşünmek, tartmak, anlamak ve farkına varmak diyebileceğimiz hem düşünceleri hem de duyguları sağlar bize.
Genellikle bir hayıflanma ve karamsarlık çöker üstümüze. Hedeflerimiz neydi ve bulunduğumuz yer nice uzak hedeflerimize? En beteri de durup düşünmekle farkına varılan kendi imajımızdır. Kendimize bir yabancıya uzaktan bakar gibi bakmışız ve not vermişizdir o anlarda.
Başa dönelim. O bayram sabahının neşe dolu atmosferine. Bırakalım karamsarlığı çünkü farkına vardığımız hep olumsuz yanlar olmamalı. Güçlü olduğumuz yanları düşünmeliyiz derhal. Sen bu yazıyı okuyan dostum. Sen çok iyi bilirsin o güçlü yanlarını. Sıralayamam seni tanımadıkça o güzellikleri fakat şüphem yok birçok ve güzel yönlerin olduğuna.
Ben de mutlu olduğum ve sevdiklerimi mutlu eden yönlerimle duygu ve düşüncede geri dönüyorum güzel anlara. Dedik ya her duygu gelip geçecektir ve yerini bir başka duyguya bırakacaktır. Hayat ise böyle sürüp gidecektir.
Yorum Yazın