Soğuk kış günlerini yaşıyoruz. Ocak ayının son günlerinde ülkemiz şiddetli soğuklar ve kar yağışlarının etkisinde. Zorluklar ve zaman zaman gerçekten yaşamsal riskler de olabiliyor hatta. Dondurucu soğukta dışarıda bir yerlerde belki de yolculuk sırasında yolda kalıp ölüm ve yaşam arasında gidip gelmek olası. Kış çetin geçiyor. Bir kaç ay öncesini hatırlıyorum da İzmir’in yakıcı bunaltıcı sıcağıyla mücadele ediyorduk. Belki kış soğuğunun bizlere yaşattığı zorluklar gibi değildi ama yine de epey şikayet ediyorduk.
Mevsimler gelip geçtikçe, havalar bir soğuyup bir ısındıkça, ağaçlar ve kırlar yeşillenip sonra sarardıkça ve yapraklar döküldükçe yaşamın sabit olmadığı, hep bir devinim hep bir değişim ve gelişim içerisinde olduğunu görüp idrak ediyoruz. Hatta Dünyanın kuzey yarım küresi kışı yaşarken güney yarım küresinin yazı yaşaması gerçeği insanı tekdüzelikten uzaklaştırıp “işte hayat budur, hayat değişip dönüşmektir “ dedirtiyor.
Coğrafi farklılıklar, bitki örtüsünün çeşitliliği, iklimlerin bölgeden bölgeye farklılık göstermesi, hatta hayvanlar ve diğer küçük canlıların değişkenliği ile ne üzerinde yaşadığımız Anadolu ve Balkan Yarımadası ne Avrupa ve Afrika ne güney Amerika ne de Avustralya. Hiç bir uzak bölge birbirine benzemezken insanların birbirlerinden çok ama çok farklı olması şaşırtıcı olmamalı.
İnsanlar farklı yerleri insanları ve kültürleri görüp tanımak için seyahat etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Devasa bir sektör haline gelen turizm denen kavram ortaya çıkmıştır. Farklı yerler ve insanlar görmek tanımak isteriz.
Aslında insanlar birbirine benzer fakat çok da farklıdırlar. Aynı şeylerden veya bambaşka şeylerden hoşlanırlar. Aynı tadları sever veya nefret ederler. Aynı aileden hatta aynı anneden ikiz doğmuş olsalar bile çok farklı olabilirler.
Aynı olay ve durum karşısında aynı veya çok farklı düşünüp tavır gösterebilirler. Bakış açısı deriz buna. Hayat görüşü deriz. İnanç deriz veya kişilik farklılıkları deriz. İnsanlar farklı bakarlar ve farklı görürler aslında aynı olan şeyi.
Çeşitliliktir bu. Renktir, hayatı tekdüzelikten kurtaran şeydir. Farklı giyimleri farklı lezzetleri farklı taşıtları ve daha pek çok sevdiğimiz vazgeçemediğimiz şeyi farklı yapan işte bu kişisel farklılıklarımız, aynı şeye farklı bakmamızdır.
Bazen birbirimize katlanamadığımız hatta öfkelendiğimiz, çok daha ileri gittiğimiz olur. Başkaları için “neden ve nasıl farklı davranabilir? Her şey apaçık ortadayken nasıl bizden farklı düşünebilir ki?” dediğimiz olur.
Kabul etmek gerekir ki hayat böyledir ve insanlar bir fabrikanın ürettiği tek tip ürün değildir. İyi ki de değildir ve farklılıklar farklı renkler ve görüşler güzeldir.
Kabul edebildiğimiz, saygılı ve olgun olabildiğimiz sürece.
Yorum Yazın