Asuman Bora

Asuman Bora

Mail: luya@mynet.com

İletişim

Okuduğumuz ya da yazılan ‘İletişim becerileri’ ‘İletişim yolları’ gibi kitaplar kütüphaneleri doldurur. Bu konuda yazılanların yanı sıra, yüzlerce seminer, video kaydı, kurslar var.

İletişim konusunda ki ortak dikkat noktası, birbirimizi fark etmek, birbirimize bilinçli bakmak, sevgiyle değerlendirmek, hoşgörü süzgecinden geçirmek, aklı asla bertaraf etmemek, vicdanımızın sesini kısmamak, olmuyor mu? Bunlar Tanrı’nın bize bahşettiği özellikler değil mi? Doğamız bunlarla yoğrulmamış mı?

‘Şeytan ayrıntıda gizlenir’ denir ya, belki şeytan ayrıntıda gizlenirken arkasında sakladığı da insanı insan yapan sevgidir, insan yönümüzdür belki de…  olamaz mı

İki tarafında mutlu olduğu, iletişim dilinin sağlıklı olduğu aileler de aslında taraf yoktur öyle değil mi? Bütünün iki parçası vardır. Gerilerden bir anımızı arayalım, anne ve babamızın sohbetin koyusuna daldıkları bir anı yakalayalım. Bu resim olarak hafızamıza kazınmıştır, hatta resimden ileri canlı bir andır, kokusu bile vardır.

Her hatırlayışımızda, huzuru sarar bizi yılların gerisinden gelerek.

İşte ailemizin sevgi saygı dolu iletişimi bizim limanımızdır, çoğu zaman gelecek rehberimizdir, bilinçaltımızın fırlatılmayı bekleyen taşlarıdır

Çocuklarımızla iletişim,,,,, İşte en zoru bu bence.

Onun birey olduğunu, bizden, bize benzeyen, bizim yetiştirdiğimiz olduğunu düşünürken biz olmadıklarını kabullenmek ne zor değil mi? Oysa biz olmadıklarını kabul ettiğimizde sağlıklı iletişimin ilk düğümünü atıyoruz. Onu, fert olarak kabul ettiğimizde haklarını teslim ediyoruz.

İyi bir iletişim için , iyi dinlemek doğru anlamak önemli derken ön yargılarımızı bertaraf edemiyoruz.

Çağlar önce küçük aileler ya da topluluklar halinde yaşayan insan, bir arada yaşamanın toplum olmanın zorunluluğunu fark etmiş. Daha rahat ve düzen içinde yaşamak, birbirimizin varlığını kabul edebilmek için gelenekler, kurallar, yasalar geliştirmiş. Ama tüm bunları delen yok sayan da, insanın kendisi olmuş.

Bu düşünce ve davranış zıtlığı ne garip değil mi?

Beni en çok etkileyen evimizde koyduğumuz kuralları canının istediğince yok sayan ebeveynler.

Ve diyorum ki…. Çocuktuk büyüdük, ama ikinci bir çocukluk bizi bekliyor. Bu çocukluk, çocuklarımızın anne babamız olduğu yıllara varıyor.

Shakespeare’nin  dediği gibi…

Bu garip serüvenlerin son perdesi

İkinci bir çocukluk ve yok olmayla başlar.

Gözsüzlük, dişsizlik, duyusuzluk,

Ve  tam bir yokluk içinde.

 

 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar