O güzel şarkıda dediği gibi. Ne harika ne güzel bir dünya. Çağla badem çıkmış seyyar arabalarda satılıyor. Papatyalar hatta erik ağaçları çiçek açmış. Yani bahar gelmiş memleketimize. Bugün güzel şeylerden, umuttan, parlak gelecekten bahsedelim. ,İç karartıcı konuları açmayalım değil mi?
Savaş mı var, insanlar mı öldürülüyor yaşına bakmadan hem de? Açlığa mahkum edilmiş milyonlar mı var gözlerimizin önünde? Yaşamı medeniyet diye diye adaletsiz eşitliksiz, zulüm üreten bir yapıda mı kurmuşuz? Havayı denizi okyanusları kirletip plastiğe mi boğmuşuz?
Dünyadan ümidi kesip Mars’ı mı gözümüze kestirmişiz? Yok daha neler? Bahar geldi ya mutlu olmalıyız. Umut dolmalıyız. Ne harika bir dünya?
Bizce Ramazan ayı. İki milyar civarı müslüman için gerçekten özel günler bunlar. Duygulanıyor, yüce yaratıcının bizleri gözlediğine ve bütün kötülüklerin ve kötülerin elbet bir gün hesabının sorulacağına olan inançla mutlu oluyoruz.
Ölümlere inat bir papatyanın bir kırmızı gelinciğin güzelliğiyle yaşamı ve yeniden var oluşu kutluyoruz. İnsanoğlu'nun her şeye rağmen yaşamaya üretmeye devam edebilmesini sağlayan unutmak özelliği var bir de. Unutup yolumuza devam ediyoruz.
İki hafta sonra seçim var. Kentlerimizi önümüzdeki beş yıl yönetecek liderleri seçeceğiz. Her şey eskisinden çok daha iyi çok daha güzel olacak. Bu umutla seçmek aşamasında elimizden geleni yapacağız. Seçtiklerimiz de kentlerimizin ihtiyacı olan nice güzel hizmetler yapacaklar.
Kimi büyük şehirlerde bir adım ileriye gidip ellerine teslim edilen maddi imkanları doğrudan nakit veya iş kuracaklara uygun şartlarda kredi olarak dağıtacaklar. Güzel fikirler değil mi? Sonra da “Ne harika bir dünya” şarkısını söyleyeceğiz hep birlikte.
Yorum Yazın