Sanatın konusu olmayan, ya da sanatın içinde yoğrulup pişirilmeyen, acısını, hüznünü sanatın içine sızdırmayan, neşesini sanatın şerbeti yapmayan hiçbir olay yok.
Sanatın, ülkeleri ve dünyayı sarsan olayların neden ve sonuçlarını irdelemek, anlatmak, etkilerini belirlemek gibi toplumsal bir sorumluluğu da var.
Bir çok olay sanatın kanatlarının altında çağını aşar. Sanat sayesinde insanı ilgilendiren her acı yer ve zaman fark etmeden bizi içine alır, yüreğiniz burkulur. Çünkü; Sanat bilgi vermenin ötesine geçer, bizi o sevince o acıya ortak eder. İliklerimize dek işler.
Savaşlar toplumsal olayların en çarpıcı en vahimi en acıklı olanı kuşkusuz. Kuşkusuz etkileri en yıkıcı ve uzunu. Çağları değiştireni hatta.
Sanatçılar yaşanan bu acılara karşı tavır geliştirmek, haklının, halkın yanında ve sesi olmak dikkatlerin acilen yoğunlaşacağı noktayı işaret etmek ister.
Sanat gözlemci olarak kalmaz demiştik, sanatçı da sorumlu tutar kendisini. Hep haykırmak ister ‘’ SAVAŞA HAYIR… VAHŞETE HAYIR… HAYIR…..HAYIR…’’
İstanbul Müftü Yardımcısı Zekeriya Bülbül ,bu hassasiyetle bir program hazırlamış.
Program süresince: İstanbul Diyanet Gençlik bünyesindeki gönüllü gençler ‘Gazze’li Gençlere Özgürlük’ temalı bir sergi, tiyatro gösterisi ve panelle Gazze de yaşanan insanlık dramını paylaştılar. Devlet Tiyatroları Sanatçısı Sedat Savtak’ın yazıp yönettiği tiyatro metninden bir parça paylaşmak istedim sizlerle…
Esselamu Aleyküm Gazze
Barış sizin üzerinizde olsun Gazze
Barış…. Barış… Barış…
Gökyüzünüz olsun, toprağınız olsun, bereketiniz olsun. İlla….
Bir tarafta
Anlatamadıklarımız, konuşamadıklarımız
Göremediklerimiz, dokunamadıklarımız var…
Kan kırmızı kurdele bağlı bağrımızda.
Bir tarafta
Ölümleri süsleyenler var, acılarla beslenenler
Ah…. Doğumları öldürenler var….
Kan kırmızı kurdele bağlı bağrımızda.
Bir tarafta…
Silahlara tapanlar, zulümlere zulüm katanlar
Bağırları dağlayanlar var….
Kan kırmızı kurdele bağlı bağrımızda….
Emeklerine sağlık, Düşünüp tasarlayanın, metni yazıp yönetenin ve inançlı barış elçisi gençlerin… Varlıklarınız, yaptıklarınız savaş acısını dindirmese de merhem oluyor.
Diliyorum, gençlerin BARIŞ haykırışları çığ gibi büyüsün, büyüsün… ta ki dünyayı sarıp sarmalayıp savaşları yok edene kadar. Savaşı insanlık tarihinden silene kadar.
Ne denir Sanata da sanatçıya da bin nefes….
Yorum Yazın