Ulusal Egemenlik kavramı Ulus Devlet ile vücut bulan, ulus devletin tarihsel gelişimine paralel olarak gelişen kısacası birbirlerini tamamlayan kavramlar olarak günümüze kadar ulaştı.
“Egemenlik Ulusundur” söylemi, Kurtuluş Savaşını yapan Gazi Meclis’in cumhuriyeti ilanının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinden biri haline geldi. 101 yıl sonra ise Meclis eliyle kullanılan egemenlik, artık sadece kağıt üzerinde bir tanım haline geldi.
23 Nisan 1920’de padişahın elinden alınıp halka verilen egemenlik, maalesef halkın kendi eliyle tekrar tek adama devredildi. Yapılan bu hatanın bedelini şimdi hep birlikte ödüyoruz. Üstelik bizim ödememiz yetmeyecek, bizden sonraki kuşaklarda bu hatanın bedelini ödeyecek. Çünkü karşımızda iktidarını mutlaklaştırmak isteyen bir yapı ve buna çanak tutan bir sürü sözde aydın ve bilim adamı var.
Torbalı karışacak mı?
Nisan CHP için hüzün ve sıkıntıyı birlikte getirdi. Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un yaşamını yitirmesi Cumhuriyet Halk Partisi’ni üzüntüye boğdu. İzmir örgütü bir yandan belediye başkanını yitirmenin acısını yaşarken, bir yandan da İsmail Uygur’dan sonra “kim belediye başkanı olacak” sorusuna yanıt aramaya başladı.
Urla ve Menemen rezaletlerinin ardından Torbalı’da da aynı sıkıntı yaşanır mı düşüncesi, örgütü tedirgin ediyor. Bir de 6 kişinin koltuğa aday olması, ister istemez meclis grubunda küslükler oluşacak endişesi yaratıyor. İl Başkanı Deniz Yücel’in Menemen’de işleri yüzüne gözüne bulaştırmış olması parti tabanında “Torbalı da elden gider mi” kaygısı yaratıyor.
27 Nisan Salı günü yapılacak olan seçimde, Millet İttifakı’nın 18, Cumhur İttifakı’nın 12 Deva Partisi’nin de bir meclis üyesi oy kullanacak. Normal koşullarda en kötü olasılıkla 3. turda CHP’nin adayının seçilmesi gerekir. Ancak bu kadar adayın olması yeni bir Menemen faciası yaratır mı hep birlikte göreceğiz.
Yorum Yazın