Yeni yıla az kala yeni umutlar, yeni hedefler ve yeni bir “ben” konulu yazı yazılıp okunmayacak da ne yazılıp okunacak ki? Hani şu yeni yıl öncesi tüm bir yılın muhasebesini yapıp gelecek planları yapılacağı konusundaki bilindik yazı. Bu yılbaşında da ‘’Spora başlayalım, şekerli ve hamur işi yemeyi keselim’’ gibi hedefler koyalım. Yeni tur yeni şans, daha önce başaramadığımız ne varsa bu yıl başaracağız türünden güzel niyetler ve umutlar besleyelim.
Umut demişken Ukrayna gibi güzel bir ülke vardı bir zamanlar ya ne oldu ona? Ve bizim din kardeşlerimiz olmaları yanı sıra çocuk kadın yaşlı demeden sivil halkı kırılıp açlığa ve hastaneleri işlemez hale getirilip bu yolla ayrıca ölüme mahkum edilen 2.5 milyon insanın yaşadığı bizce Filistin kimilerince kendilerine vadedilmiş topraklar vardı. Orası ne oldu sahi? İnsan bu insanlık halini görüp de nasıl umutlardan güzel yarınlardan bahsedebilir? Hayat bu mudur? Her an bir çılgın çıkıp tepemize bomba yağdırabilir mi? Neden olmasın?
Ya da neden olsun ki? Şu güzelim dünyada gül gibi geçinip gitsek ve var olan doğal zenginlikleri her bir insan evladının yararına refah ve mutluluğuna kullansak? Huzur ve güven içinde yaşamak ne büyük nimet ve ne büyük mutluluk değil mi?
Yeni yıla girerken sahip olduğumuz değerlerin zenginliklerin toplum olarak bir bütün olarak bir arada huzur içinde yaşamanın değerini bilelim. Başta ailemiz ve yakınımızdaki insanlar sonra karşılaştığımız temas ettiğimiz herkese eskisinden daha çok hoşgörüyle davranalım mümkünse.
Bakımız ben de yine umutlardan, hayallerden, hedeflerden dem vurmaya başladım safça. Naifçe diyelim en azından. Böylesi daha iyi.
Bir kaç ay sonra yerel yönetimler seçimleri yapılacak. Kentlerimizi çok daha iyi yönetecek kişileri ve kadroları seçeceğiz belki de.
Kentlerimizde trafik düzeni değişecek ve işe veya başka herhangi bir yere gidip gelirken sinir harbi yaşamayacağız ya da. Yine safça bir düşünceye mi kapıldım yoksa gerçekten de bu 2024 yılının insanları olarak gündelik hayatı bir işkence olmaktan çıkarabilir miyiz?
Para ya da güç (ikisi de aynı şey) hırsıyla hareket etmek yerine halka hizmet Hakk’a hizmet mantığıyla hareket edebilsek keşke. Herkes böyle düşünüp ulvi bir amaç edinmeyebilir bunu kabul ediyorum. Fakat buna yakın bir değer her insanın aklında ve yüreğinde yer bulabilir.
Tüm dünya toplumu olarak her şeyi daha doğru ve güzel yaptığımız iyiye ve güzele doğru gittiğimiz günler olması dileğiyle.
Yorum Yazın